Türkiye’de girişimcilik henüz yeni ortaya çıkan bir kavramdır. Girişimcilik artık tüm dünyada ekonomilerin gelişmesi ve işsizliğin önüne geçilmesi konularında çıkış yolu olarak görülmektedir.
Özellikle son yıllarda gerek devlet gerekse de özel sektör çalışanlarının girişimcilik konusunda çalışmaların hızla arttığı dikkat çekmektedir. Girişimcilik ülke genelinde de yaygınlaşmaya başladı.
Türkiye’de Girişimciliğin Gelişmesi
Türkiye’de girişimcilik denildiği zaman finansal liberalizasyon hareketleri dikkat çekmektedir. Bunun yanı sıra kapalı ekonomik model ve ekonomide geçerli olan ithal ikamesi uygulaması olarak da görülmektedir. İş dünyası global rekabet ortamından asla ayrı değildir.
Ancak Türkiye’nin bu göstergeleri göz önünde bulundurulurken iç piyasada hakim olmanın verdiği rehavetle karlarını korumaya çalışan ve siyasi ve ekonomik belirsizlikler içinde risk almaktan çekinen bir ortam yaratmıştır. Günümüzde ise her geçen gün küçülen dünya ve sınırların ortadan kalktığı ekonomik sistemde rekabetten uzak durabilmek asla mümkün olmamaktadır. Söz konusu gelişmeler Türkiye ekonomisi için de geçerli olmuştur.
Uzun Ömürlü Girişim Mümkün mü?
Son yıllarda girişimciliğin önemi daha yeni kavranmıştır. Gerek devlet gerekse özel sektör kuruluşlarının katkılarıyla, girişimcilik konusunda yeni çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Girişimlerin başarısı ve devamlılığı sürekli tartışılan bir konu olup, başarının önündeki engeller saptanmaya çalışılmakta ve ortadan kaldırılması için politikalar üretilmektedir. Açılan her işletmenin başarılı olacağı ve uzun yıllar faaliyetlerine devam edeceğini beklemek mümkün değildir.
Dünyanın en gelişmiş ekonomileri arasında ilk sıralarda yer alan ve birçok farklı finansal araçla işletmeler için alternatif finansman modelleri üreten Amerika Birleşik Devletleri’nde bile çoğu girişimler uzun ömürlü olmamaktadır. Girişimcilik istihdam yaratma özelliği nedeniyle ekonomiler açısından büyük değer taşımaktadır. Dünyada ve Türkiye’de girişimcilik kavramının yaygınlaşması ve bilinçli bireylerin neredeyse tüm sektörlerde yerlerini alabilmektedirler.
Türkiyede Girişimcilik ve Ekonomik Kalkınma İlişkisi
Girişimciliğin ekonomik kalkınmayı nasıl etkilediği sorusunun cevabını aslında basitçe formüle edilmiştir. Girişimciler yeni işletmeler kurarak istihdam alanı oluştururlar. Bu sayede rekabetin seviyesini yükseltirler. Aynı zamanda teknolojik değişmelerle üretkenliği de arttırmaktadırlar. Bir işletmeyi faaliyete geçirmekten ziyade bir yenilik geliştirmek, bir değişim başlatmak olarak ifade edilen girişimciliğin kalkınmada önemli bir faktör olduğu birçok çalışmada vurgulanarak hak ettiği yere gelmesi için uğraşılmaktadır. Girişimciler yeni sektörlerin oluşmasında önemli bir görev üstlenmişlerdir. Hatta kilit bir noktadadırlar. Girişimcilik bu yüzden önemli bir kavram olarak tekrar konumlanmaktadır.
Sınırlı kaynakları daha etkin bir şekilde kullanan girişimciler yüksek katma değerin oluşmasına da katkı sağlamaktadır. Türkiye’de girişimcilik toplumun tasarruf yeteneği ile genel ekonominin odak noktasını oluşturmaktadırlar. Girişimciler, girişimlerinin ve aldıkları riskin karşılığında öncelikli olarak kâr ederek etmeyi hedeflemektedirler. Türkiye ve dünyada girişimciler finansal yetersizlik ile mücadele etmektedirler. Söz konusu durum her ne kadar finans sektöründe yeni ürünler ve uygulamalar başlamış olsa da Türkiye için de geçerliliğini korumaktadır.
Yorumlar